Ana içeriğe atla

Uzay yolculuğu insan vücudunu nasıl etkiler?

Kalkıştan sonraki 10 saniye: Bilinç kaybı

Roket fırlatılmaya hazır, hız kazanıyor. G-kuvveti, yani hızlanma sırasında vücudunuza uygulanan kuvvet nedeniyle vücut ağırlığı normalden dört kat daha fazla hissedilir. Koltuğunuza çakılmış bir halde kolunuzu kımıldatmak bile aşırı güçleşir.
G-kuvveti kanı ayaklara doğru iter, oysa bilinç yitirmemek için kanın beyne gitmesi gerekir. Daha düşük g-kuvveti durumunda bile savaş uçağı pilotları beyne yönelik kan basıncının düşmesinden dolayı gözde buğulanma ve görme kaybı yaşanır. Rus Soyuz aracı gibi konvansiyonel uzay araçlarında, kalkış anında astronotlar bu hızın etkisini göğüslerinde hissedecek şekilde konumlandırılır.
Telif hakkıGETTY

Kalkıştan sonraki 10 dakika: Bulantı

Astronotların kalkıştan sonraki ilk şikayetlerinden biri bulantı ve kusmadır. İç kulaktaki yerçekimi azlığı dengeyi, koordinasyonu, yön duygusunu ve hareket halindeki nesneleri takip yeteneğini etkiler.
Uzay kapsülü içinde kusmukların havada uçuşmasına neden olmanın yanı sıra uzay tutması astronotların verilen görevleri yapamamasına da neden olabilir.

Kalkıştan sonraki iki gün: Yüzde şişme

Astronotların şikayetlerinden biri de burun tıkanması. Uzayda olmak kafa üstünde durmaya benzer bir his yaratır. Sıvılar vücudun üst kısmında birikmeye başlar. Yüzdeki şişmenin nedeni budur. Tıpkı uzun yolculuklarda ayakların şişmesi gibi.
Vücut sıvıyı üst kısma doğru çekmeyi tercih eder. Yerçekiminin azalması nedeniyle bu eğilim daha da güçlenir ve dokularda şişme görülür.
Telif hakkıNASA
Ayrıca astronotların görme duyusunda da bozulma baş gösterir. Bunun nedeni ise henüz bilinmiyor.

Kalkıştan sonraki bir hafta: Kas ve kemik erimesi

Yerçekimi olmadığından vücutta bozulmalar başlar. Yerçekimi organların sağlığı bakımından oldukça önemlidir. Sıçanlar üzerinde yapılan deneylerde 7-10 gün içinde bazı kaslarda üçte bir oranında erime görülür ki bu büyük çaplı bir bozulmadır.
Kalp kaslarında da bozulma olur. Uzay istasyonunda kalınacaksa bu belki çok büyük bir sorun değildir, ama örneğin Mars’a inilecekse astronotun yürümeye mecali olmayacaktır.
Bu nedenle vücut sağlıklarını korumak için bütün astronotlar her gün birer saat kardiyovasküler ve ağırlık kaldırma egzersizleri yapmak zorundadır. O halde bile astronotlar altı ay sonra yere indiklerinde yürümekte zorluk çeker.
Yerçekiminin olmaması kemiklerde de erimeye yol açar. Bu aynı zamanda fazla miktarda kalsiyumun kana karışması demektir.

Kalkıştan sonraki iki hafta: Uykusuzluk

Telif hakkıTHİNKSTOCK
Astronotların aydınlık-karanlık döngüsü tümüyle alt üst olmuş, uyuma güçlüğü çeker hale gelmişlerdir. Özellikle dünyanın etrafında yörüngede iken her 90 dakikada bir yeni bir gün doğumuna tanık oldukları için yapay gecelere uyum sağlamada sorun yaşarlar. Duvara bağlı bir uyku tulumu içinde uyuması da kolay değildir.
Bunun etkilerini azaltmak amacıyla astronotlar için karartılabilen uyku kompartımanları oluşturulmuştur; yapay ışığın sertliğini kırmak içinse yeni bir LED aydınlatma sistemi denenmektedir.

Kalkıştan sonraki bir yıl: Hastalıklar

Uzay yolculuğunun bağışıklık sistemi üzerinde aşırı olumsuz etkileri vardır. Hayvanlar üzerinde yapılan deneyler uzayda akyuvarların mikroplara karşı savaşma gücünün azaldığını göstermiştir. Buna da yine yerçekimi eksikliği neden olmaktadır.
Daha fazla sorun yaratan şey ise uzaydaki radyasyondur. Astronotlar uzayda parlak ışık patlamalarına tanık olduklarını anlatır. Uzay istasyonu bu ışınlardan korunmak için Dünya atmosferine biraz daha yakın bir yörüngede tutulur. Fakat Ay’a ya da Mars’a yapılan yolculuklarda uzun süreli uçuşlar astronotları radyasyon tehlikesine maruz bırakır.
Telif hakkıTHİNKSTOCK
Fakat astronotlar üzerinde yapılan uzun süreli araştırmalar onlardaki kanser riskinin daha fazla olmadığını göstermiştir.

Kalkıştan sonraki iki yıl: Depresyon

2010’da yapılan bir araştırmada altı kişi Mars’a gidip dönüyormuş gibi 520 gün boyunca Moskova’da test ortamında tutulmuş ve uzun süreli uzay uçuşlarındaki yalıtılmışlığın yol açacağı stres incelenmişti. Gidişte sorun olmasa da Dünya’ya dönerken daha fazla sıkıntı yaşanmış, yolculuk sıkıcı hale gelmiş, insanlar arasında çatışmalar başlamıştı.
Uzmanlar, sonsuz uzay boşluğunda uçan kapalı ve dar bir teneke kutu içinde yolculuk yapmanın yaratacağı psikolojik sorunlar üzerinde duruyor. Fiziksel sağlık kadar ruh sağlığının da önemli olduğu vurgulanıyor. Bu nedenle doğru astronotları seçmek büyük önem taşıyor.
Uzun süreli uzay yolculuğunun etkilerini daha ayrıntılı araştırmak üzere NASA gelecek yıl uluslararası uzay istasyonunda bir yıl süreli bir çalışma planlıyor.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

kaliforniyum nedir ?

Şubat 1950’de Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’deki laboratuvarda küriyumun alfa parçacıkları (helyum iyonları) ile bombardıman edilmesiyle üretildi. Aktinit serisinin dokuzuncu üyesi ve sentezlenen altıncı uranyum ötesi elementtir. Yüksek atom ağırlığına sahip elementler içinde, aynştaynyumun ardından çıplak gözle görülebilecek miktarı üretilebilen ikinci elementtir. Element, keşfedildiği Kaliforniya Üniversitesi ve Kaliforniya eyaletinin onuruna bu şekilde isimlendirildi. Kaliforniyum normal basınç altında biri 900 °C’nin üstünde ve diğeri 900 °C’nin altında olmak üzere iki farklı kristal yapıda bulunur. Yüksek basınçta üçüncü bir kristal yapı söz konusudur. Kaliforniyum oda sıcaklığında hava ile temas ederse yavaşça matlaşır. Bilinen yirmi izotop içinde kaliforniyum-251 898 yıllık yarı ömrü ile elementin en kararlı izotopudur. Bu kısa yarı ömür elementin yerkabuğunda bulunmadığı anlamını da taşır. Yarı ömrü 2,64 yıl olan kaliforniyum-252 en yaygın olarak kullanılan izotoptu

SAMANYOLU GALAKSİSİ NEYİN ETRAFINDA DÖNÜYOR ?

Çoğu çocuk mutlaka bu soruyu sorar. Ay dünyanin, dünya da günesin etrafında Dönüyorsa Günes Neyin etrafında dönüyor? coğu büyük de ne kadar saçma bir Soru der ve geçistirir. Aslında bu çok iyi bir sorudur. Ve cevabi iste burada.  Uzun zamandır nasa bunu arastırıyordu. Cevabına ulastılar. Kara deliklerin çekim Gücü sok yüksek   Olduğu için etrafindakiler onun etrafında döner. Bunu bildikleri için bunun Üzerinde değerlendiriliyordu. Yani samanyolu galaksisinin merkezinde bir mega Kara delik olması.   Arastırmaların sonucunda Samanyolu galaksisinin tam merkezinde bir mega kara Delik olduğunu gösteriyor. Zaten bu kadar büyük çekim enerjisine sahip olabilecek Varlık ancak bir mega kara delik olabilirdi. Eğer mega kara delik olmasaydı bu Yeni bir keşif olurdu.  Sonuca gelelim Samanyolu galaksisi bir mega kara delik etrafında dönüyor. 

Samanyolu Galaksisi ve Büyük İtici

Samanyolu galaksisi, 100 bin diğer galaksiyle birlikte, Evren’in doğumundan gelen ilk ışığın kalıntısı olan ve uzayın her yerini kapladığı için referans noktası olarak alacağımız kozmik mikrodalga artalan ışınımına göre, saniyede 630 km hızla Shapley Çekicisine doğru gidiyor. Bunun ne kadar büyük bir hız olduğunu görmek için Dünya’nın kendi etrafında (ekvatorda) saniyede 0,44 km hızla döndüğüne ve Güneş’in çevresinde saniyede 30 km hızla tur atğına dikkat edelim. Güneş de Samanyolu çevresinde saniyede 220 km hızla dönüyor. İşte böyle büyük bir hız! Ortada Laniakea üstün galaksi kümesi. Solda Shapley üstün galaksi kümesi asıl Büyük Çekici (Laniakea’dan yüzde 90 daha kütleli). Solda boş uzay ve karanlık enerji ile galaksileri iten Çift Kutuplu İtici. Samanyolu Galaksisi ve Büyük İtici Tam bilim insanları Büyük Çekici sorununu çözdüklerini düşünürken bir de başımıza Büyük İtici sorunu çıktı: Astrofizikçiler bunun için filmi ge