Ana içeriğe atla

Samanyolu'nun sırları

 

Astronomi dünyası, Gaia uzay teleskobunun Samanyolu galaksisindeki 1 milyar yıldızın fotoğrafını çekip 3 boyutlu haritasını çıkarmayı başarması ile büyük bir devrim geçirdi ve gelecekte yeni keşiflerin önünü açtı.

Jeremy Wilks, Euronews:

"Merhaba Uzay programına hoş geldiniz. Fransa başkentinin kalbinde yer alan Paris Gözlemevi'ndeyiz. Milyarlarca yıldızdan oluşan Samanyolu'nun gizemlerini çözmeye çalışan eşsiz Gaia misyonu üzerinde çalışan astronomlarla tanışmak için buradayız."

​Fransız astronom Frederic Arenou, Gaia uzay teleskobundan gelen yeni veriler üzerinde çalışan yüzlerce bilim insanından biri.

Bu çalışmalar sayesinde şimdiye kadar kaydedilen en zengin yıldız kataloğu yayınladı. Frederic umutlarının Samanyolu bilgimizdeki bazı büyük boşlukların doldurması olduğunu söylüyor:

​"Burası Samanyolu galaksimiz. 100 bin ışık yılı uzaklığında. Tam olarak bilemeyiz ama bizler de merkeze yaklaşık 26 bin ışık yılı mesafedeyiz. Bu bir sanatçı tahmini. Galaksimizde yıldızların tam sayısını bilmek imkansız. Fakat Gaia bize bunu söyleyecek."

Gaia sayesinde uzayın sırlarının azda olsa birazının çözülmesi umut ediliyor.

Avrupa Uzay Ajansı'na (ESA) ait teleskop yaklaşık 1 milyar 700 bin yıldızın yüksek hassasiyetli ölçümlerini almayı başardı.

​Bu, ESA'nın Hipparcos adlı önceki görevinden 10 bin kat fazla ölçüm demek. Frederic'e göre Astronomi'de çok önemli bir dönemdeyiz.

"Birdenbire, mesafelerini ve içsel parlaklıklarını öğrenebildiğimiz devasa büyüklükte uzay nesneleri karşımıza çıktı. Parlaklıklarından fiziksel özelliklerini, daha önce diğer yöntemlerle tahmin etmeye çalıştığımız şeyleri çıkartabiliriz. Aynen öyle, aniden cevaplara ulaştık!"

​Böyle bir yıldız kataloğuna sahip olmak uzun zamandır astronomların hedefiydi.

​1887'de Paris Gözlemevi'nde bu önemli yıldız haritaları üretmek için La Carte du Ciel adlı bir proje başlatıldı.

Chantal Panem uzayda sakin bir noktada sessizce dönen bir milyar piksellik bir teleskopları olduğunu söylüyor:.

"Gaia, Dünyamızdan beş milyon kilometre uzakta bir noktada. Güneş - Yeryüzü ekseni hizasında. Kendi etrafında 6 saatte dönebiliyor. Tüm galaksiyi gözlemleyebilecek manevralar yapabiliyor. Birkaç yıl içinde gökyüzünün tam bir haritasını çıkarabileceğimizi düşünüyorum. Üç enstrümandan oluşuyor. Pozisyonların ölçülmesini sağlayan bir astrometre. Renklerin ölçülmesine imkan sağlayacak bir fotometre ve yıldızların yaklaşma ve uzaklaşma hızlarını yani radyal hızları ölçen bir spektrometre var."

Galaksimizin uzaydan görünüşü. Samanyolu'nun en iyi görüntüsü.

ESA'nın Gaia bilim ekibine başkanlık eden Finli astronom Timo Prusti bu görüntüyü açıklıyor:

"Bunlar gerçek Gaia ölçümleri. Gökyüzünün farklı bölgelerinde gözlemlediğimiz yıldızların sayısını çıkarıyoruz. Ne görüyoruz? Düzleştirilmiş bir yapı görüyoruz, işte bu Samanyolu. Yani Samanyolu diski. Üstünde bazı karanlık yamalar var. Bu ne demek? Daha az yıldız gördüğümüz anlamına geliyor. Daha fazla yıldız var, ama önlerinde toz var ve bu yüzden yıldızları göremiyoruz."

Gaia verileri Samanyolu'nun bu eşsiz görüntüsünde canlandırıldı. Hızlandırılmış formda, galaksi bölgemizdeki yıldızların uzay ve zaman içinde nasıl hareket ettiğini gösteriyor.

​Bu canlandırmaya bakıp, verileri inceleyen Timo Prusti karanlığa bakarak ummadıkları şeyleri görebildi.

"Samanyolu galaksimizin, sarmal bir yapıya sahip, etrafta güzel güzel dönen bir disk olduğunu düşünüyorduk. Ancak bu Gaia veri sürümü ile zaten gördüğümüz şey, Güneş'ten biraz daha uzaktaki yıldızların aslında beklediğimiz kadar düzenli davranmadığını görüyoruz. Rahatsız edildiler, bir şey Samanyolu galaksimizin bozulmasına sebep oldu. Henüz ne olduğunu bilmiyoruz. Ancak, pek çok çalışmanın bu konuya yoğunlaşacağını tahmin ediyorum."

​Galaksimizin tarihi ve geleceği bizlerin sürekli merak konusu olmuştur.

Gaia misyonunun kurucu babalarından Francois Mignard, 1.7 milyar yıldız üzerindeki yeni verilere, büyük sorulardan birini çözmeye yardımcı olacak umuduyla sarılıyor. Spiral galaksimizin gerçekte ne kadar kolu var?

"Samanyolu'nun uzak mesafelerini, hareketlerini incelemek için artık elde tüm malzemeler mevcut. Ancak uç noktalar var ve buralara henüz ulaşamıyoruz. Bu yıldızlar farklı mı? Aynı zamanda mı oluştular? Her birinin kendine özgü bir geçmişi var mı? Kollar harici bir gökada ile birleşmenin sonucu mu oluştu? İnsanların cevaplamaya çalışacakları bu sorulara Gaia verileri kesinlikle temel olacak."

Bu gözlemevi 351 yıl önce kuruldu ve Astronomi o zamandan beri çok yol kat etti.

Uzay teleskopları, milyonlarca ışık yılı uzaklığındaki nesnelerin hassas ölçümlerine imkan veriyor.

Ve Frederic Arenou her şeyin hareket ettiğine vurgu yapıyor:

"Sabit şekilde duran hiçbir şey yok. Her şey hareket ediyor! Dünya saniyede 30 bin kilometre hızla Güneş'in etrafında dönüyor. Saatte 100 bin kilometre eder. Sonra güneş sistemi, galaksinin etrafında saniyede 230 bin kilometre hızla hareket ediyor. Bu muazzam bir hız. Galaksimizin kendisi bir 'yerel grup' içinde saniyede 60 bin kilometre hızla ilerliyor. Bu yerel grup bütünüyle saniyede 600 bin kilometre hızla gidiyor, saatte yaklaşık 2 milyon kilometre. Bu çok devasa bir büyüklük. Her şey hareket halinde!"

​Gaia verileri Samanyolu'nun çalışmasında bir dönüm noktası oldu.

Uzay aracı günde 11 saat ölçümleri indirmeye devam ediyor ve dünyaya daha fazla bilgi geliyor. Önümüzdeki on yıl içinde daha fazla veri yayınlanması bekleniyor.

"1957'de ilk uydu Sputnik'i yolladığımızdan beri yaklaşık 8 bin uydu uzaya 5 bin roketle fırlatıldı. Uyduların çoğu öldü, hayatlarının sonuna yaklaştılar. Hala çalışır durumda olanların sayısı sadece bin 200 civarında. Bazı uydular da parçalara ayrıldı ve daha küçük parçalar halinde enkazlar oluşturdular.Bugün dünyanın üzerinde 10 santimetreden daha büyük 29 bin nesne mevcut. Bunlar sürekli izleniyor.

​Euronews:

"Ilaria Cinelli'den gelen bir başka soru var. Bu uzay boşluğunda başı boş dolaşan hurda çöplüklerin tamamının bir şekilde geri dönüşümü mümkün mü?

Luisa Innocenti:

"Bir gün geri dönüşüm yapacağız. Fakat henüz orada değiliz. Önce bir enkazın nasıl çekileceğini öğrenmeliyiz. Bu, hiç yapılmamış bir şey, kolay olmayan bir şey. Bir kez hurda parçalarının nasıl yakalanacağını öğrendikten sonra, uzayda yakıt ikmali yapmayı, parçaları değiştirmeyi de halletmeliyiz. Yani bu kademeli bir süreç ve aynı zamanda maliyetini de azaltmamız gerek. Ama gelecekte mutlaka yapılacaktır."


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

kaliforniyum nedir ?

Şubat 1950’de Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’deki laboratuvarda küriyumun alfa parçacıkları (helyum iyonları) ile bombardıman edilmesiyle üretildi. Aktinit serisinin dokuzuncu üyesi ve sentezlenen altıncı uranyum ötesi elementtir. Yüksek atom ağırlığına sahip elementler içinde, aynştaynyumun ardından çıplak gözle görülebilecek miktarı üretilebilen ikinci elementtir. Element, keşfedildiği Kaliforniya Üniversitesi ve Kaliforniya eyaletinin onuruna bu şekilde isimlendirildi. Kaliforniyum normal basınç altında biri 900 °C’nin üstünde ve diğeri 900 °C’nin altında olmak üzere iki farklı kristal yapıda bulunur. Yüksek basınçta üçüncü bir kristal yapı söz konusudur. Kaliforniyum oda sıcaklığında hava ile temas ederse yavaşça matlaşır. Bilinen yirmi izotop içinde kaliforniyum-251 898 yıllık yarı ömrü ile elementin en kararlı izotopudur. Bu kısa yarı ömür elementin yerkabuğunda bulunmadığı anlamını da taşır. Yarı ömrü 2,64 yıl olan kaliforniyum-252 en yaygın olarak kullanılan izotoptu

SAMANYOLU GALAKSİSİ NEYİN ETRAFINDA DÖNÜYOR ?

Çoğu çocuk mutlaka bu soruyu sorar. Ay dünyanin, dünya da günesin etrafında Dönüyorsa Günes Neyin etrafında dönüyor? coğu büyük de ne kadar saçma bir Soru der ve geçistirir. Aslında bu çok iyi bir sorudur. Ve cevabi iste burada.  Uzun zamandır nasa bunu arastırıyordu. Cevabına ulastılar. Kara deliklerin çekim Gücü sok yüksek   Olduğu için etrafindakiler onun etrafında döner. Bunu bildikleri için bunun Üzerinde değerlendiriliyordu. Yani samanyolu galaksisinin merkezinde bir mega Kara delik olması.   Arastırmaların sonucunda Samanyolu galaksisinin tam merkezinde bir mega kara Delik olduğunu gösteriyor. Zaten bu kadar büyük çekim enerjisine sahip olabilecek Varlık ancak bir mega kara delik olabilirdi. Eğer mega kara delik olmasaydı bu Yeni bir keşif olurdu.  Sonuca gelelim Samanyolu galaksisi bir mega kara delik etrafında dönüyor. 

Samanyolu Galaksisi ve Büyük İtici

Samanyolu galaksisi, 100 bin diğer galaksiyle birlikte, Evren’in doğumundan gelen ilk ışığın kalıntısı olan ve uzayın her yerini kapladığı için referans noktası olarak alacağımız kozmik mikrodalga artalan ışınımına göre, saniyede 630 km hızla Shapley Çekicisine doğru gidiyor. Bunun ne kadar büyük bir hız olduğunu görmek için Dünya’nın kendi etrafında (ekvatorda) saniyede 0,44 km hızla döndüğüne ve Güneş’in çevresinde saniyede 30 km hızla tur atğına dikkat edelim. Güneş de Samanyolu çevresinde saniyede 220 km hızla dönüyor. İşte böyle büyük bir hız! Ortada Laniakea üstün galaksi kümesi. Solda Shapley üstün galaksi kümesi asıl Büyük Çekici (Laniakea’dan yüzde 90 daha kütleli). Solda boş uzay ve karanlık enerji ile galaksileri iten Çift Kutuplu İtici. Samanyolu Galaksisi ve Büyük İtici Tam bilim insanları Büyük Çekici sorununu çözdüklerini düşünürken bir de başımıza Büyük İtici sorunu çıktı: Astrofizikçiler bunun için filmi ge