HİKAYE ŞÜKÜR


sebalıların asılları kötüydü  mayaları pisti   Allaha  ulaşma yolarrından  kaçarlardı   Allah onlara  bunca bağ bunca bostan vermiş  sağlarından sollarından   onlara  zevk  ve huzur için   bunca nimetler  ihsan etmişti   ağaçlardan  dökülen  meyvelerin bolluğundan   yol daralır  geçenler  geçemez  oluyordu   oraya  tam üç   peygamber  gelmiş   sapıklara  yol göstermek için  şunları söylemişlerdi  

nimetleriniz çoğalıp durmakta  fakat şükür nerede   şükür merkebi  yatıp uyusa bile siz onu uyandırın, kaldırın  nimet verene   şükretmek aklende lazım  şükretmeyen kendine  ebedi  şıhım kapısını açar  kendinize gelinde şu kereme bir bakın  bir şükre bedel bu kadar nimeti kim verir   ?   Allah insana  baş verir şükür içinde bir secde  ister ayak bağışlar  şükür içinde  bir oturma diler '' 

Sebalılar dediler  ki :  bizim şükretme  kabiliyetimizi   şeytan aldı  götürdü  şükürden usandık  nimetten de 

Peygamberler dedilerki   : 

gönülde  bir  illet yüzünden insan doğruyu anlamaz  sapıtır o yüzden nimetler umumiyetle  illet olur 

hastalıkta  yenen yemek  insan hiç   kuvvet verirmi  

Sebalılar 

ey davaya  girişenler  doktorluğu  bildiğinize  bize  fayda vereceğinize   deliliniz nerede ? sizde bizim uyku  uyumakta  sizde bizim gibi   yemek yemektesiniz  köylerde   şehirlerde  bizim  gibi oturup duruyorsunuz  bu su toprak  tuzağındayken  nasıl olurda  gönül   simurgunu  avlayabilirsiniz  fakat  mevki  ve  reislik sevdası   sizi   peygamberlik  davasına salmış  bu yüzden  kendinizi   peygamber  sanıyorsunuz  bu çeşit  laflar bu çeşit  yalanlara   kulak bile  asmak istemeyiz   ayran kasesine   düşmek dilemeyiz dediler . 

Peygamberler dediler ki  

Bu da  o illetten   körlüğünüzden   söyledğimiz  sözlerin hakikatini   göremiyorsunuz da  elimizdek i mücevherleri  göremiyorsunuz elimizdeki bu mücevher  halka bir  imtihandır  onu gözlerin önünde   gezdirip  durmaktayız  .

kim nerede   mücevher  derse  bu  sözü  körlüğüne  mücevherleri  görmediğine  şahittir  ah akılsız   adamlar ah size  canla başla  verdiğimiz  nasihatler sizin  bağınızı  kuvvetlendirdi  vah yazıklar olsun  vah  

onlar dediler ki : A öğütçüler  iyi söylüyorsuz   ama bu köyde  adam  olsa   Allah  bizim gönlümüzü  kitledi  kimse  Allahtan ileri  geçemezki   herşeyi    düzüp  koşan  Allah bizide  böyle  düzdü   koştu 

kimse  bu dedikoduyla  kaderimizi  değiştirimez  peygamberler dediler ki : 

Evet  Allah  çekinip  kurtulmaya   imkan  bulunmayan  sıfatlar  yaratmıştır fakat  arizi   sıfatlarda  yarattı ki onları   terk etmek mümkündür  herkesin   nefretini  kazanan kişi   sıfatları   terk eder huylarından  vazgeçerse   herkezin  sevgisini kazanır   herkez  ondan   razı  olur 

onlarsa 

 bu bizim  derdimiz  deva kabul eder  dert  değil  siz yıllarca öğütler  verdiniz  bizimde  derdimiz  arttı bağımızı  kuvvetlendi  eğer bu hastalık   iyileşecek bir  hastalık  olsaydı nihayet  bir zerresi   olsun geçerdi insan susuzluk   hastalığına  uğrarsa  içtiği su   çiğere   gitmez 

denizi  içse  başka bir yere gider  nihayet  el ayak şişer   su içmek susuzluğu bir türlü  gidermez dediler  

peygamberler dedilerki : 

ümitsizliğe  düşmek kötüdür Allah ın ihsan ve  rahmetlerine  son yoktur  böyle bir ihsan sahibinden  ümit kesmek hiçte  yaraşmaz  bu rahmete  el atın yapışın nice  işler vardır ki önce   güç görünür de    sonradan  kolaylaşır   o güçlük geçer  gider   bize o  kulluğu   o buyurdu   bu söz  söylememiz  kendiliğinden  değilki  canımız onun emrini yerine getirmek için   bunun  için yaşıyoruz bunun için  yaratıldık  kuma  tohum ek dese bile  biz  ekeriz  siz kendinizce  iyi  yıldızlarsınız ama bize  göre  kötüsünüz  bize   zıtsınız  bize  aykırısınız  siz  hiçbir  düşüncemiz  yokken bizi  dertlere   meşakatlere saldınız  biz  birbirimizle  uzlaşmış  bir topluluk sizin kötü  haberlerinizle  aramıza  yüzlerce  ayrılık  düştü  biz  şekerler  yiyen dudu  kuşlarıydık  sizin yüzünüzden  ölümü düşüne   baykuşlara döndük dediler  

Peygamlerde dedilerki : 

Çirkin ve kötüye  yormak  sizi  ruhunuzdan meydana   gelen birşey  bu kabahat bizde değil sizde  bir  tehlikeli  yerde  uyusan  bir  ejderha  da  başucunda    sana dıoğru  gelmeye  başlasa  merhametli birisi   çabuk kalk   yoksa ejderha  yutacak  diye uyandırırsa niye kötüye  yoruyorsun dermisin ?ne yorması  kalkta  aydınlığa  bir bakta  gör ne yorması ben seni kötü yorumdan kurtarıyorda  devlet yurduna  götürüyorum  çünkü peygamber gizli şeyi bilip  seni de  o şeyden haberdar eden adamdır  o cihan halkının  görmediği  şeyleri  görmüştür 


Yorumlar

Popüler Yayınlar