Ana içeriğe atla

GAMA IŞINI PATLAMALARININ KEŞFİ GAMA IŞINI NEDİR ?



GAMA IŞINI PATLAMALARININ KEŞFİ

GIP'ların bulunuşu, bütünüyle astronomi dışı gelişmelerle olmuştur. 1963 yılında "atmosferdeki nükleer denemelerin yasaklanması" hakkındaki ABD-SSCB antlaşmasına uyulup uyulmadığını denetlemek için ABD Savunma Bakanlığı'nca Dünya çevresinde yörüngeye Vela adlı bir dizi uydu yerleştirildi. Bu uydular, yer ötesi GIP sinyallerini ilk olarak 2 Temmuz 1967'de almaya başladı. 1972 yılında fırlatılan SAS-2 uydusu ise gama ışını patlamaları çalışmalarına büyük katkı sağladı. O zamanlar için çok gizemli bu fiziksel olayın bilim dünyasına duyurulması ise 1973 yılında olmuştur.

CGRO isimli uydu teleskopu üzerindeki BATSE gama ışını detektörlerinin 1991'de faaliyete başlamasıyla birlikte gözlenen gama ışını patlaması sayısında artış sağlanmıştır. Bu sayede evrendeki GIP dağılım haritası çıkarılmıştır. Bu gelişmeler, gizemli patlamaların evrenin uzak bölgelerinden, yani kendi galaksimiz Samanyolu'na milyarlarca ışık yılı mesafelerden kaynaklandığı yönünde önemli ipuçları sunuyordu. Ancak yalnızca gama ışını verilerini kullanarak bunu kanıtlamak mümkün değildi.

Özellikle, 1997 yılında İtalya-Hollanda yapımı Beppo-SAX uydusunun fırlatılmasından sonra ardıl ışınım bölgesinde başarılı gözlemler yapıldı. Bu önemli gelişmeyle beraber dünya çapında birçok araştırmacının ortak çalışmaları sonucunda gama ışını patlamalarının doğası ve kökeni hakkında somut deliller sağlanmıştır. Böylece çok tartışılan gama ışını patlamaları "galaktik mi? kozmolojik mi?" sorusu yanıtlanarak gama ışını patlamalarının kozmolojik mesafelerde oluştuğu, ortaya çıkan değişik dalga boylarındaki ışımalarının bize ulaşmasının ise milyarlarca yıl aldığı tespit edilmiştir. Bu kadar uzak mesafelerden varlığını gösterebilen ışımaların kaynağı çok yüksek enerjilere sahip olmalıdır. Bu nedenle patlamalar için gereken enerji, evrenin başlangıcındaki büyük patlama için gerektiği varsayılan enerjiden sonra ikinci sıradadır.

Yıllarca yapılan gözlemlerde, uzun süreli GIP'lar tespit edilebiliyordu, ancak kısa süreli GIP'lar çok daha hızlı gerçekleşmesi sebebiyle yerlerinin tespitinde zorluklar yaşanmaktaydı. Bunun üzerine 2004 yılında NASA'nın gönderdiği Swift adlı uydu ile önemli gözlemler yapıldı.

Gama ışını patlamalarının ardıl ışımaları çalışmalarında önemli bir gelişme de ROTSE(GIP'lerin optik bileşenlerini ayrıştırmaya yönelik olan robotik teleskoplar) serisinin devreye girmesiyle başlamıştır. ROTSE-III, iki tanesi Kuzey Yarımküre'de (Türkiye ve ABD) ve iki tanesi de Güney Yarımküre'de (Namibya ve Avustralya) olmak üzere 4 teleskoptan oluşmaktadır. 

GIP'ların keşfedilmelerinden bu yana yaklaşık 40 yıl geçmiş, buna rağmen orijinleri tam olarak anlaşılamamıştır. Uydular yardımı ile gerek gözlemsel gerekse kuramsal çalışmalar halen bütün canlılığı ile sürmektedir. Gözlemsel çalışmaların en büyük sorunlarından biri, patlamaların yerini kesin olarak belirlemektir. Ancak belli bir açı aralığında tespit edilen GIP için, bölgede çok sayıda optik ışık kaynağı bulunduğundan, geçici bir ışık kaynağının saptanması zorlaşmaktadır. Dünya'nın atmosferi gama ışınlarını soğurduğundan dolayı, deneysel ölçümler uydular aracılığı ile yapılabilmektedir.

Gama ışımasını ve diğer dalga boylarındaki bileşen ışımaları yayınlayan, ateş toplarını ve şokları yaratan, bunları uzaya fırlatan, merkezdeki üreteç makinanın doğasını anlama ve modelleme, GIP olayının anlaşılması en zor konusu olarak kabul edilmektedir. Bunun en önemli nedeni, GIP'ların gözlenen pek çok özelliğinin merkezdeki üretecin çok daha uzağındaki bölgelerden gelen ışımalardan çıkarılmak zorunda olunmasıdır. Bu nedenle büyük bir belirsizlik söz konusudur ve literatürde 100'den fazla üreteç modeli görmek şaşırtıcı değildir. Burada en popüler olan bazı olası modellerden bahsedilmektedir.

Gama ışın patlamalarını anlamak amacıyla yürütülen kuramsal çalışmaları iki grupta toplamak mümkündür. Birinci grupta, patlamaların atalarını ve merkezi mekanizmalarını anlamaya yönelik çalışmalar yer alır. Bu grupta önerilen modeller şu şekilde sıralanabilir.


Yorumlar

  1. Sporting 100
    Sporting 100 - Betting news and expert predictions for today's 토토사이트 Sporting Sporting 100 in particular is one of the leading sports betting tips sites in the Oct 31, 2015 · Uploaded by Sporting 100

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Bu blogdaki popüler yayınlar

kaliforniyum nedir ?

Şubat 1950’de Kaliforniya Üniversitesi, Berkeley’deki laboratuvarda küriyumun alfa parçacıkları (helyum iyonları) ile bombardıman edilmesiyle üretildi. Aktinit serisinin dokuzuncu üyesi ve sentezlenen altıncı uranyum ötesi elementtir. Yüksek atom ağırlığına sahip elementler içinde, aynştaynyumun ardından çıplak gözle görülebilecek miktarı üretilebilen ikinci elementtir. Element, keşfedildiği Kaliforniya Üniversitesi ve Kaliforniya eyaletinin onuruna bu şekilde isimlendirildi. Kaliforniyum normal basınç altında biri 900 °C’nin üstünde ve diğeri 900 °C’nin altında olmak üzere iki farklı kristal yapıda bulunur. Yüksek basınçta üçüncü bir kristal yapı söz konusudur. Kaliforniyum oda sıcaklığında hava ile temas ederse yavaşça matlaşır. Bilinen yirmi izotop içinde kaliforniyum-251 898 yıllık yarı ömrü ile elementin en kararlı izotopudur. Bu kısa yarı ömür elementin yerkabuğunda bulunmadığı anlamını da taşır. Yarı ömrü 2,64 yıl olan kaliforniyum-252 en yaygın olarak kullanılan izotoptu

SAMANYOLU GALAKSİSİ NEYİN ETRAFINDA DÖNÜYOR ?

Çoğu çocuk mutlaka bu soruyu sorar. Ay dünyanin, dünya da günesin etrafında Dönüyorsa Günes Neyin etrafında dönüyor? coğu büyük de ne kadar saçma bir Soru der ve geçistirir. Aslında bu çok iyi bir sorudur. Ve cevabi iste burada.  Uzun zamandır nasa bunu arastırıyordu. Cevabına ulastılar. Kara deliklerin çekim Gücü sok yüksek   Olduğu için etrafindakiler onun etrafında döner. Bunu bildikleri için bunun Üzerinde değerlendiriliyordu. Yani samanyolu galaksisinin merkezinde bir mega Kara delik olması.   Arastırmaların sonucunda Samanyolu galaksisinin tam merkezinde bir mega kara Delik olduğunu gösteriyor. Zaten bu kadar büyük çekim enerjisine sahip olabilecek Varlık ancak bir mega kara delik olabilirdi. Eğer mega kara delik olmasaydı bu Yeni bir keşif olurdu.  Sonuca gelelim Samanyolu galaksisi bir mega kara delik etrafında dönüyor. 

Samanyolu Galaksisi ve Büyük İtici

Samanyolu galaksisi, 100 bin diğer galaksiyle birlikte, Evren’in doğumundan gelen ilk ışığın kalıntısı olan ve uzayın her yerini kapladığı için referans noktası olarak alacağımız kozmik mikrodalga artalan ışınımına göre, saniyede 630 km hızla Shapley Çekicisine doğru gidiyor. Bunun ne kadar büyük bir hız olduğunu görmek için Dünya’nın kendi etrafında (ekvatorda) saniyede 0,44 km hızla döndüğüne ve Güneş’in çevresinde saniyede 30 km hızla tur atğına dikkat edelim. Güneş de Samanyolu çevresinde saniyede 220 km hızla dönüyor. İşte böyle büyük bir hız! Ortada Laniakea üstün galaksi kümesi. Solda Shapley üstün galaksi kümesi asıl Büyük Çekici (Laniakea’dan yüzde 90 daha kütleli). Solda boş uzay ve karanlık enerji ile galaksileri iten Çift Kutuplu İtici. Samanyolu Galaksisi ve Büyük İtici Tam bilim insanları Büyük Çekici sorununu çözdüklerini düşünürken bir de başımıza Büyük İtici sorunu çıktı: Astrofizikçiler bunun için filmi ge